Mirasta Denkleştirme (İade)

Mirasta Denkleştirme (İade)

Miras hukukunda “doğru dava açmanın” ne kadar önemli olduğunu daha önceki yazılarımızda belirtmiştik. Bu yazımızda Türk miras hukuku uygulamasında nedense “üvey evlat” muamelesi gören ve fakat fevkalade önemi haiz olan “mirasta denkleştirme” konusu açıklamaya çalışacağız.

Uygulamada miras hukuku uyuşmazlıklarında en sık başvurulan dava türleri “muris muvazaası” ve “tenkis” davalarıdır. Öyle ki çoğu zaman sanki bu iki dava türünden başka miras davası yokmuş gibi bir rüzgar estirilmektedir. Bu anlayış kökten yanlıştır. Denkleştirme müessesesinin kısmen dar bir uygulama alanı olduğu doğrudur. Ancak öyle bazı durumlar vardır ki başvurulması gereken kurum kesinlikle denkleştirmedir. Denkleştirme davası açılması gereken yerde tenkis davası açmak yapılabilecek en büyük yanlışlardan biridir ve davacı altsoyun (yani diğer kanuni mirasçıya (örneğin kardeşe) yapılan sağlararası karşılıksız kazandırma sebebiyle miras hakkı zedelenmiş olan kanuni mirasçı evladın) mirastan 2 (iki) pay alabilecekken 1 (bir) pay alması sonucunu dahi doğurabilir.

Denkleştirmenin ne olduğunu tarif etmek gerekirse;

Denkleştirme, mirasbırakanın, sağlığında, bir kanuni mirasçısı lehine yapmış olduğu karşılıksız kazandırmaların, mirasbırakanın ölümünden sonra, diğer bir kanuni mirasçısının talebiyle, belirli şartlar dahilinde terekeye iade edilmesi ve böylece söz konusu kazandırmaların terekenin paylaşılmasında hesaba katılması sonucunu doğuran bir miras hukuku müessesesidir. Denkleştirmenin amacı, kanuni mirasçılardan bazılarının, ölmeden önce mirasbırakandan aldıkları malvarlığı değerlerini -bu yüzden terekenin değeri azalmış olduğundan- almasalardı doğacak duruma göre paylaştırma (mirasın paylaştırılması) yapmaktır. Gerçek hayatta çok sık karşılaşılabilecek bir örnek vermek gerekirse;

Ahmet Amca’nın Ali ve Ömer adında iki oğlu vardır. Ali evlenirken, oğlunun kiracı olmasını istemeyen Ahmet Amca, 1.000.000 TL değerinde bir daireyi satın alarak Ali’nin adına tapuda tescil ettirir. Ali’nin düğününden birkaç ay sonra Ahmet Amca bir trafik kazasında hayatını kaybeder ve geriye kanuni mirasçılar olarak eşi Ayşe Teyze ile oğulları Ali ve Ömer kalır. Ahmet Amca’nın terekesinde (miras olarak) 2.000.000 TL değerinde bir dairesi ve bankada 800.000 TL parası mevcuttur. Diğer bir deyişle Ahmet Amca’nın toplam tereke değeri 2.800.000 TL’dir. Normal şartlarda bu terekenin 1/4’ü (700.000 TL) sağ kalan eşi Ayşe Teyze’ye, 1.050.000 TL’si Ali’ye, 1.050.000 TL’si ise Ömer’e kalır. Ancak yukarıda belirtildiği üzere evlenmeden önce Ali’ye alınan daire yüzünden aslında diğer yasal mirasçılar Ayşe Teyze ve Ömer’e (Ali’ye daire alınmasaydı) kalacak mirastan daha az miras kalmıştır. İşte bu durumda Ömer ve/veya Ayşe Teyze, Ali’ye karşı denkleştirme talebiyle bir dava açarak Ali’ye alınan dairenin terekeye iadesini (yani paylaşılan mirasa dahil edilmesini) talep edebilirler. Bu durumda Ahmet Amca’nın terekesinin değeri (2.800.000 TL + 1.000.000 TL) 3.800.000 TL’ye çıkar ve Ayşe Teyze’ye 950.000 TL, Ömer’e ise 1.425.000 TL miras kalır. Görüldüğü üzere denkleştirme yoluna başvurarak Ayşe Teyze 250.000 TL, Ömer ise 375.000 TL daha fazla mirasa kavuşmuş olmaktadır. Ayşe Teyze ile Ömer’in avukatı denkleştirme yoluna değil de tenkis yoluna başvurmuş olsaydı, Ayşe Teyze (saklı payı, TMK Md. 506/f.1/b.4 uyarınca yasal miras payının tamamı olan 950.000 TL olduğu için) mahrum kaldığı miras hakkı olan 250.000 TL’yi Ali’den yine alabilecek ve fakat TMK Md. 506/f.1/b.1 uyarınca Ömer’in saklı payı (1.425.000 TL/2) olan 712.500 TL zedelenmediği için (yani Ali’ye daire alınmış olmasına rağmen Ömer’e zaten 1.050.000 TL miras kaldığı için) Ömer’in tenkis talebi reddedilecek, Ömer 1.425.000 TL yerine 1.050.000 TL’lik bir mirasla yetinmek zorunda kalacak, diğer bir deyişle tam 375.000 TL zarara uğrayacaktır. 

Verilen örnekten de açıkça anlaşılacağı üzere, miras hukuku uyuşmazlıklarında meselenin doğru tahlili ve somut olaya uygun doğru davanın açılması hayati derecede önemlidir. Aksi takdirde hak kayıpları yaşanması kaçınılmazdır. Bu nedenle kanuni mirasçılar arasındaki miras uyuşmazlıklarında muris muvazaasından sonra ve fakat tenkisten önce (ara bir çözüm olarak) denkleştirme şartlarının mevcut olup olmadığı mutlaka ama mutlaka kontrol edilmelidir.

 

 

 

Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir